“TRANSNİSTRİA” DİYE BİR ÜLKE
Transdinyester; PMR (Pridnestrovian
Moldavian Republic)
Ukrayna ile Moldova arasında, Dinyester (Nistru,
Turla, esk. Tyras) nehrinin iki tarafında yer alan ve 1992'den beri
bağımsızlığını ilan etmiş, fiilen var olan, hukuken yok sayılan bir cumhuriyet:
yüzölçümü 4,163 km kare, nüfus 469,000.
1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşından sonra bu toprakları
ilhak eden Çarlık Rusya, burada Basarabya Guberniya’sını oluşturmuş ve
Dinyester boylarına Rus asıllı sürgünler yerleştirerek etnik zemin
hazırlamıştır. Bolşevik ihtilalinden sonra da “Moldavya Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti” yaratılmış ve Ruslaştırma devam etmiş.
Fakat II. Dünya Savaşında Romanya Hitler'in yanında
yer almış ve Sovyetler Birliğine karşı savaşmış. 1941'de Moldova'yı ilhak
etmiş, Dinyester ile Bug arasındaki toprakları da "Transnistria" adı
altında (Rumence'de Dinyester'e Nistru derler) işgal etmişti. 1944'te Sovyetler
Birliği galip gelince her ikisinden de mahrum olmuştu.
Gel zaman git zaman, bu sefer 1990'da Sovyetler
Birliği çöktü (Romanya'daki komünist iktidar da çöktü), diğer Sovyet
Cumhuriyetleri gibi 1991'de Moldova da bağımsızlık ilan etti. Lakin Rus azınlık
kalabalıktı ve Dinyester taraflarında çoğunlukta idiler. Henüz çekilmemiş olan Rus
Ordu birliklerinin desteği ile ayaklandılar, bağımsızlık ilan ettiler, silahlı
çatışmalarda bazı toprak parçalarını ele geçirdiler. Temmuz 1992'de, Rusya'nın
gözetiminde, ateşkes ilan edildi, fakat siyasi çözüm henüz bulunamadı: kendi
hükümeti, anayasası, parlamentosu, askeri, polisi, para birimi, posta sistemi,
trafik kodu, bayrağı, arması, milli marşı var, fakat diplomatik ilişkileri yok.
Rusya dışında kendisini tanıyan Abhazya, Güney Osetya ve Artsakh (Dağlık
Karabağ) gibi Rus güdümünde benzer devletçikler.
Osmanlı eserlerinin izinde yürüttüğümüz geziler çerçevesinde, 2017 yılında Moldova'ya da gittik. Görmek istediğimiz ünlü Bender Kalesi "Transnistria" kontrolünde kalmıştı. 1538'de Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı (Mimar Sinan projesi denir) muazzam büyüklükte kale (200 dönüm arazi üzerine 12,000 asker kapasiteli) Osmanlı'nın en büyük askeri istihkâmı sayılıyordu. 1774'te, 1792'de ve 1812'de Rusların eline geçmiş ve "Benderi" adını vermişlerdi. Büyük bir kısmı toprak altında henüz kazılmamıştır. Benderi'ye giderken tedirgindik. Fakat kontrol noktasında bize nazik davrandılar, pasaportlarımıza damga vurmadılar, bilgisayar çıktısı verdiler, çıkışta topladılar (KKTC'de olduğu gibi). Dinyester köprüsünden 13 km sonra başkent Tiraspol'u da gördük. Korka korka girdiğimiz ülkeyi beş saatte tranzit geçtik. Tuhaf bir duygu ile kendimizi "dondurulmuş bir komünist rejimde" hissettik: geniş yollar, eski arabalar, piramidal binalar, orak çekiçli bayraklar, bol bol Lenin heykelleri. İnsanlar hiç de asık suratlı değildi. Meğer herkes çifte vatandaş imiş (ya Rus, ya Ukraynalı, ya Moldovalı) ve dünyayı dolaşabiliyorlarmış. Dışarıdan gelenlere kapıları açık, asayiş berkemal. Belki de en güvende olduğumuz ülke idi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder